Bağlarımız
Kötü üzümden iyi şarap olmaz, ama iyi üzümden kötü şarap yapılır.
Güzel bir şarap elde etmek için en önemli şey bağ ve o bağı tanıyan bilen ustalardır. Kurulduğumuz günden beri sadece, tamamı Bozcaada’da bulunan 300 dönümü aşkın aile bağlarında yetişen üzümleri kullanıyoruz.
Kendi bağlarımızı nesillerdir tanıyor, iyi üzüm için nelerin gerektiğini biliyoruz. Çamlıbağ’ın sırrı kaliteli üzümü tecrübe ile özenle işlememizde saklı.
Bozcaada'nın Üzümü Özeldir!
Adanın iklimi, toprağı ve rüzgarı destanlara konu olan üzümün yetişmesi için harika bir kombinasyon oluşturuyor. Bozcaada’nın yılın 300 gününden fazlası rüzgarlıdır. Bu rüzgarlar üzümün kalitesini bozabilecek zararlıların üzüme tutunmasını güçleştirmektedir.
Bu sayede adada yetişen üzümler diğer bölgelere oranla çok çok daha az zirai ilaca, dış müdahaleye ihtiyaç duyar. Bu durum Haşim Bey’in “Bağdaki üzümü, kadehe yansıtma” vizyonunu hayata geçirmesine destek olmuştur.
Bozcaada'nın Üzümü Özen İster!
Bu özel üzümler ancak kıymeti bilindiğinde, dilinden anlaşıldığında kaliteli bir şaraba dönüşür. Bağ bozumu günün ilk ışıkları ile başlar, tüm üzümler endüstriyel makineler olmaksızın el emeği ile toplanıp güneş sıcaklığını arttırıp üzümlere zarar vermeye başlamadan, kısa bir yolculuk ile yine Bozcaada’da imalathanemize getirilir.
Burada üzümler hızla, tadını kaybetmeden işlenip, şarap için hazırlanır. Ardından eski Rum şarap ustalarının yaptığı gibi beton sarnıçlara alınıp hiç bir katkı maddesi eklenmeden, üzümün kendi mayası ile fermante edilir.
Fermantasyon sürecinde yabani maya kullanılması şarabın ne zaman hazır olacağını önceden bilemediğimiz anlamına gelir, bu yüzden yabani maya ile hazırlanan şarapların ne zaman şişelenmeye hazır olduğuna ancak işin uzmanları karar verebilir. Doğru zaman ancak Çamlıbağ etiketine yakışacak kalitede bir şarap hazır olunca gelir.
Bozcaada’ya Çanakkale’nin Geyikli limanından kalkan Gestaş feribotları ile ulaşılabilir. İstanbul’dan 360km, İzmir’den 300 km, Ankara’dan 760 km mesafededir.